Change and continuity have been the constant principles of life and cultures since human existence. Despite the change and continuity are perceived as opposite concepts, continuity takes place through change. In the world where the change is regarded as a basic phenomenon, ensuring continuity of change depends on controlling the nature and the speed of change. Looking for ephemeral and instant impact which is described the quantitative values created by rapid change, causes loss of depth. Yet the depth aimed at creating the original one includes consideration of past, present and future values through pluralist approach. Embracing the integrated approach, which enriches the lives of man and society and diversifies their experiences through being constituted by diachronic and synchronic unity for designing physical environment is important to create unique, creative spaces carrying people into the physical and psychological satisfaction.The biggest indicators of these challenging as well as the provocatively creative environments, which arised from the unity of old and new, can be experienced via buildings devoted to cultural heritage and adapted to museum function through contemporary approach during the historical period. Thus museums attempting to maintain their existence as the environments of experience in the world today, consist of this study?s sample. In this context, the first stage of the study deals with examining today?s ?concept of cultural heritage?, ?contemporary conservation approach? and than.
İnsanın varoluşundan bu yana yaşamın ve kültürlerin değişmeyen ilkesi değişim ve süreklilik olmuştur. Değişim ve süreklilik karşıt kavramlar olarak algılanmalarına karşın, süreklilik, değişim yoluyla gerçekleşmektedir. Değişimin temel olgu sayıldığı bir dünyada sürekliliğin sağlanması, değişimin doğasının ve hızının kontrol edilebilmesine bağlıdır. Hızlı değişimin yarattığı, niceliksel değerlerle tariflenen, gelip geçici, anlık etki arayışı, derinliğin yitirilmesine neden olmaktadır. Oysaki derinlik, özgün olanı yaratmaya yönelik, geçmişe, bugüne ve geleceğe dair değerlerin çoğulcu bir yaklaşımla ele alınmasını içermektedir. Bu noktada fiziksel çevrenin tasarlanmasında, insan ve toplum yaşamını zenginleştiren, yaşam deneyimlerini çeşitlendiren, derin ve eş zamanlı oluşumların birlikteliğinden doğan ?bütünleşik yaklaşımın? benimsenmesi, insanı fiziksel ve psikolojik doyuma taşıyacak özgün, yaratıcı mekânların, oluşturulabilmesi için önemlidir.Günümüzde eski ve yeni birlikteliğinden doğan, zorlayıcı olduğu kadar yaratıcılığın kışkırtıldığı bu ortamların en büyük göstergeleri, tarihi süreçte kültürel miras niteliği kazanmış ve çağdaş yaklaşımlarla müze işlevine adapte edilmiş yapılar üzerinden deneyimlenebilmektedir. Bugün dünyada deneyim ortamları olarak varoluşunu sürdürmeye çalışan müzeler bu yönleriyle yapılan çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Bu çerçevede ele alınan çalışmada ilk aşamada, günümüzde ?kültürel miras kavramı? ve ?çağdaş koruma yaklaşımına? yönelik gelinen nokta ve uluslararası ve ulusal ölçekte ifade edilen ?yasal boyutlar, açılımlar? irdelenerek değerlendirmeye alınacaktır. Elde edilen veriler ışığında kültürel miras kapsamındaki yapılara, işlev değişikliği ve/veya işlev genişlemesi kapsamında yapılan müdahaleler, ?kullanım değişikliği? çatısı altında incelenecektir. İkinci aşamada ise, ?çağdaş müze? ve ?müze mekânı? kavramlarının açılımlarına bakılarak, kültürel miras kapsamındaki yapıların, çağdaş müze işlevine adapte edilebilmelerine yönelik yapılan mekânsal müdahaleler, Louvre müzesi örneği üzerinden değerlendirilecektir.