This study was conducted on 32 participants with central pubertas preacox and 30 participants without any chronic disease in the 5-13 age range. The aim of the study is to investigate relation between the idiopathic central pubertas preacox and nutrition in girls. A questionnaire was administered to the participants in order to determine their general characteristics The nutritional status of the participants was determined by food-frequency questionnaire, a three-d 24-h dietary record. Individual anthropometric measurements, body composition, some biochemical parameters and physical activity levels of the participants have been also determined. According to the study result, birth weight of study group has been found lower than control group (p<0,05). With respect to the observations, participants who were breastfed less than 6 months are three times more likely to have pubertas preacox than the ones breastfed at least 6 months (p<0,05). The participants having low consumption rate in drinking ayran, demonstrated 3,5 times more pubertas preacox, where as the ones exposed to high consumption rate of skinned chicken drumstick, salami and sausage had 9,7; 3,4 and 4,1 times more pubertas preacox respectively (p<0,05). Average serum vitamin D level of experimental group composed of under-normal weight (17,7±6,91 ng/mL) was both lower than control group (25,2±8,21 ng/mL) and statistically significant. Level of physical activity was determined higher in control group (p<0,05). Degree of serum vitamin D was observed lower in pubertas preacox (p<0,01). As a result, it is observed that birth weight, breast feeding, consumption frequency of animal source foods, level of physical activity and level of serum vitamin D are effective in pubertas preacox. More extensive studies are needed to observe effects of nutrition on pubertas.
Bu çalışma 5-13 yaş aralığındaki kızlarda idiyopatik santral erken puberte tanısı alan 32 birey ile 30 sağlıklı bireyin katılımıyla, beslenme ile idiyopatik santral erken pubete arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bireylerin genel özellikleri anket formu, beslenme durumu besin tüketim sıklığı ve 3 günlük besin tüketim kaydı yöntemi ile belirlenmiştir. Bireylerin antropometrik ölçümleri alınmış, biyoelektrik impedans analiz yöntemi ile vücut analizi yapılmış, bazı biyokimyasal parametreleri incelenmiş ve fiziksel aktivite durumları belirlenmiştir. Elde edilen verilerde çalışma grubunda ortalama doğum ağırlıklarının daha düşük olduğu saptanmıştır (p<0,05). Tek başına anne sütünü 6 aydan az alanların, 6 ay ve daha fazla alanlara göre erken puberte görülme olasılığı 3,0 kat daha fazla bulunmuştur (p<0,05). Erken puberte görülme olasılığı ayran tüketim sıklığı daha az olanlarda 3,5 kat fazla iken; derili tavuk budu, salamı ve sosisi daha sık tüketenlerde sırasıyla 9,7; 3,4; 4,1 kat fazla bulunmuştur (p<0,05). Fiziksel aktivite düzeyi kontrol grubunda daha fazla tespit edilmiştir (p<0,05). Serum D vitamini düzeyi erken pubertelilerde daha düşük saptanmıştır (p<0,01). Çalışma grubundaki zayıf-normal ağırlıktakilerin (17,7±6,91 ng/mL) serum D vitamini ortalaması kontrol grubuna (25,2±8,21 ng/mL) göre daha düşüktür ve istatiksel olarak anlamlıdır (p<0,05). Sonuç olarak bu çalışmada cinsel gelişimin zamanlamasında doğum ağırlığı, anne sütü, hayvansal kaynaklı besin tüketim sıklığı, fiziksel aktivite düzeyi ve serum D vitamini düzeyinin etkili olduğu tespit edilmiştir. Ancak beslenmenin puberte üzerine etkisinin belirlenmesi için daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.