This experiment was conducted to evaluate the effects of different bone xenografts on fracture healing using clinical, radiological, biochemical and histological parameters. New Zealand male rabbits averaging 1 year old age (n=105) were divided into 5 groups, each consisting of 21 rabbits. After administration of general anesthesia, a unicortical bone defect (5 mm diamater, 3 mm depth) was created on proximal metaphyseal regions of radius and defects was filled with either demineralised bone matrix (DKM), bovine cancellous graft (SKG), tricalcium phoshate (TKF), or cuttlefish bone (MBK). Bone graft was not applied to the control group. X-ray were taken on test animals sacrified at weeks 1, 2, 3, 4, 6, 12, and 24 after clinical examination. Muscle tissues from defective region were taken for biochemical analysis and bone tissues filled with grefting material were harvested for histological examination. Antioxidant enzyme levels were not different across the study groups. Postoperative period, radiographic and histological data revealed that the bone xenografts and MBK provided the best bone healing, followed by TKF, SKG, and DKM. Compared with other bone xenografts, MBK is readily available and cheap as well as provides desirable support and it may be an alternative bone xenograft in orthopedic applications.
Bu çalışmada, farklı kemik ksenogreftlerinin kırık iyileşmesi üzerine olan etkileri; klinik, radyolojik, biyokimyasal ve histolojik karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Çalışmamızda deney hayvanı olarak ortalama 1 yaşlı, erkek Yeni Zelanda tavşanı kullanıldı. Toplam 105 tavşan, her grupta 21 adet olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Genel anestezi uygulamasından sonra gruplardaki deneklerin radius kemikleri proksimal metafiz bölgelerine 5 mm çaplı, ortalama 3 mm derinliğinde unikortikal defekt oluşturuldu ve defektler, demineralize kemik matriksi (DBM), sığır kansellöz greft (SKG), trikalsiyum fosfat (TKF) ve mürekkep balığı kemiği (MBK) ile dolduruldu. Beşinci gruptaki deneklere kemik grefti uygulanmadı ve kontrol grubu olarak değerlendirildi. Denekler 1. 2. 3. 4. 6. 12. ve 24. haftalarda klinik muayenelerinin ardından sakrifiye edilerek röntgenleri çekildi, biyokimyasal inceleme için defekt üzerindeki kas doku ve histolojik inceleme için defektli alanı içeren kemik doku örneği alındı. Antioksidan enzim düzeylerinin ölçümlerini içeren biyokimyasal analizlerde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Postoperatif dönem, radyografik ve histolojik veriler skorlama ile değerlendirildi ve Pearson korelasyon testi yapıldı. Kullanılan kemik ksenogreftleri arasında en iyi kemik iyileşmesini MBK'nin sağladığı, daha sonraki sıralamanın TKF, SKG ve DKM şeklinde olduğu belirlendi. Diğer kemik ksenogreftleriyle karşılaştırıldığında, elde edilebilme kolaylığı, maliyeti ve uzun postoperatif dönem süresince elde ettiğimiz bulgular ışığında, sonuç olarak MBK'nin, ortopedik uygulamalarda alternatif bir kemik ksenogreft materyali olabileceği kanısına varıldı.