In contrast to many places around the world, abortion has not been a major public issue in Turkey. It was legalized in 1983 without serious public pressure or debates, and the legalization has not triggered anti-abortionist reactions. However, this does not mean that all women have had access to safe abortion since then; and in recent years, receiving this service in public institutions has become increasingly difficult. Some attribute this to the AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi - Justice and Development Party) government?s ongoing rule since 2002, and to its commonly assumed religious conservatism. In this thesis, relying on a research on abortion regulations and practices in contemporary Turkey, I contend that there is more to this situation than what this immediate causality proposes; and that what is at stake is a rather complex process of articulation between neoliberalism and neoconservatism. Although the discrepancies between abortion laws and actual abortion practices have been extensively studied in various countries at different historical periods, I suggest that focusing on this issue in contemporary Turkey is informative not only for its own sake because it is an understudied area, but also for revealing the insidious ways in which neoliberalism reshapes public health policies, and through them state-citizen relationships, by accentuating already existing inequalities ever more radically. As such, the thesis aims to contextualize women?s changing social status within the political transformations of the first decade of the 21st century.
Dünyanın pek çok yerinde olduğunun aksine, kürtaj, Türkiye'de hiçbir zaman önemli bir toplumsal mesele haline gelmemiştir.Ciddi bir kamuoyu tartışması ya da baskısı olmaksızın 1983'te yasallaşmış, yasallaşma da herhangi bir kürtaj karşıtı tepkiye yol açmamıştır. Fakat bu, o zamandan beri tüm kadınların güvenli kürtaj hizmetine ulaşabildiği anlamına gelmemektedir; ve son yıllarda kamu sektöründe bu hizmet giderek ulaşılmaz hale gelmiştir. Kimileri bunu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 2002'den beri süren iktidarına, ve partinin varsayılan dini muhafazakarlığına bağlamaktadır. Bu tezde, günümüz Türkiyesi'ndeki kürtaj düzenleme ve pratikleri üzerine yapılmış bir araştırmadan yola çıkarak, bu duruma yol açanın bu dolaysız nedensellikten fazlası olduğunu, ve söz konusu olanın neoliberalizm ile yeni muhafazakarlık arasındaki daha karmaşık bir eklemlenme olduğunu öne sürüyorum. Farklı ülkelerde, farklı tarihsel dönemlerde gözlemlenen kürtaj kanunları ile mevcut kürtaj pratikleri arasındaki uyuşmazlıklar kapsamlı şekilde araştırılmış olsa da, günümüz Türkiyesi'ndeki duruma odaklanmanın kendi başına, yalnızca bu konu burada az çalışılmış olduğu için değil, aynı zamanda neoliberalizmin sağlık politikalarını, ve böylece devlet-vatandaş ilişkisini örtük biçimde nasıl yeniden şekillendirdiğini, varolan toplumsal eşitsizlikleri radikal biçimde vurgulu hale getirdiğini görmemize izin verdiği için de bildilendirici olduğunu savunuyorum. Bu anlamda, tez, kadınların değişen sosyal statüsünü 21. Yüzyılın ilk on yılındaki politik dönüşümlere istinaden bağlamsallaştırmayı amaçlamaktadır.