Background and Aim: Intradialytic hypotension (IHD) is a serious and common complication of hemodialysis (HD) therapy. Due to problems in its identification , frequencies reported vary and are thought to complicate 5 to 30 percent of dialysis sessions. Repetitive symptoms such as dizziness, lightheadedness, fatigue, muscle cramps, nausea, vomiting and anxiety are common in these patients. We planned to investigate this condition, which may adversely affect the patient's compliance to the treatment by disrupting the quality of life, in patients receiving chronic hemodialysis treatment. Material-Method: 185 patients which are in chronic hemodialysis program, aged 18 years or older, dialysis duration 3 months or more, and at least 3 months of regular dialysis blood pressure follow-up were included in the study. Demographic and clinical information of patients, dialysis systolic, diastolic and mean arterial blood pressures within 3 months, predialysis and post dialysis weights, UF amount per session, biochemical data such as 3 months average hemoglobin, albumin, total protein, calcium, phosphorus, parathormone (PTH), alkaline phosphatase (ALP), c-reactive protein (CRP), leukocyte count, transferrin level and ferritin, and 3-month EPO dose, erythropoietin resistance index (ERI) and URR-Kt / V gathered by data hospital database, patient files and face to face interview. After 3 months of retrospective data screening, SF-36 and KDQOL-36 quality-of-life scales were applied to the patients who were separated as IDH and control group. The data obtained were compared statistically. Results: A total of 185 hemodialysis (HD) patients were examined. While 44 (23.8%) of them had intradialitic hypotension, the remaining 141 (76.2%) HD patients did not have IDH and were named as the control group. The SBP value of the patients with IDH measured at third hour and the DBP and MAP values measured at third and fourth hours were significantly lower than the control group (p <0.05). Hemodialysis vintage, vascular access revision number, phosphorus and ferritin levels were statistically significantly higher in the IDH group than the control group (respectively; p = 0.004; p = 0.018; p = 0.016; p <0.001). The `symptom / problem list` and `physical component` subscale scores of the KDQOL-36 scale of patients with IDH were significantly lower than the control group (p = 0.012; p = 0.002, respectively). The SF-36 physical function, pain and general health perception subscale scores of patients with IDH were significantly lower than the control group (p <0.05). Considering the patient's declaration in IDH, the percentage of patients who developed hypotension after or during HD was significantly higher than the control group. The SF36 emotional role difficulty subscale score of those who had hypotension sometimes after or after HD in the control group was significantly higher than those with continuous hypotension during or after HD (p <0.05). Conclusion: The presence of intradialytic hypotension and chronic hemodialysis therapy was associated with decreased quality of life through impaired physical function parameters and overall health perception, pain and increased symptoms and problem burden.
Giriş ve Amaç: İntradiyalitik hipotansiyon (İDH) hemodiyaliz (HD) tedavisinin ciddi ve sık görülen bir komplikasyonudur. Tanımlanmasındaki sorunlar nedeniyle bildirilen sıklıklar değişmekte ve diyaliz seanslarının yüzde 5 ila 30'unu komplike hale getirdiği düşünülmektedir. Bu hastalarda, günlük yaşamı olumsuz etkileyen baş dönmesi, sersemlik, yorgunluk, kas krampları, bulantı, kusma ve anksiyete gibi tekrarlayıcı semptomlara sık rastlanmaktadır. Yaşam kalitesini bozarak hastanın tedaviye uyumunu olumsuz etkileyebilecek bu durumu kronik hemodiyaliz tedavisi alan hastalarda araştırmayı planladık. Materyal-Metod: Kronik hemodiyaliz programında olan; 18 yaş ve üzeri, diyaliz süresi 3 ay ve üzerinde, en az 3 aylık düzenli diyaliz kan basıncı takibi bulunan 185 hasta çalışmaya alındı. Hastaların demografik ve klinik bilgileri, 3 ay içindeki diyaliz sistolik, diyastolik ve ortalama arteryal kan basınçları, prediyaliz ve post diyaliz ağırlıkları, seans başına UF miktarı, 3 aylık ortalama hemoglobin, albümin, total protein, kalsiyum, fosfor, parathormon (PTH), alkalen fosfataz (ALP), c-reaktif protein (CRP), lökosit sayısı, transferrin düzeyi ve ferritin gibi biyokimyasal verileri ve 3 aylık EPO dozu, eritropoetin rezistans indeksi (ERİ) ile URR- Kt/V verileri hastane veri tabanı, hasta dosyaları ve yüz yüze görüşme ile toplandı. 3 aylık retrospektif veri taraması sonrası hastalar İDH ve kontrol grubu olarak ayrılan hastalara olarak SF-36 ve KDQOL-36 yaşam kalitesi ölçekleri aynı seansta uygulanmıştır. Elde edilen veriler istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır.Bulgular: Toplam 185 hemodiyaliz (HD) hastası incelendi. Bunların 44'ünde (%23.8) intradiyalitik hipotansiyon mevcut iken geriye kalan 141 (%76.2) HD hastasında İDH mevcut değildi ve kontrol grubu olarak adlandırıldı İDH olan hastaların 3.saatte ölçülen SKB değeri ile 3. ve 4.saatte ölçülen DKB ve OAB değerleri kontrol grubundan anlamlı olarak düşük izlendi (p<0.05). İDH grubunda hastaların hemodiyaliz süresi, vasküler erişim revizyon sayısı, fosfor ve ferritin düzeyleri istatistiksel anlamlı olarak kontrol grubundan daha yüksekti (sırasıyla; p=0.004; p=0.018; p=0.016; p<0.001). İDH'u olan hastaların KDQOL-36 ölçeğinin `semptom/problem listesi` ve `fiziksel komponent` alt ölçek skorları kontrol grubundan anlamlı olarak düşüktü (sırasıyla p=0.012; p=0.002). İDH'u olan hastaların SF-36 fiziksel fonksiyon, ağrı ve genel sağlı algısı alt ölçek skorları kontrol grubundan anlamlı olarak düşüktü (p<0.05). İDH içinde hasta beyanı göz önüne alındığında HD sonrasında veya sırasında hipotansiyon gelişenlerin yüzdesi kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek izlendi. Kontrol grubundaki HD sonrasında veya sonrasında bazen hipotansiyonu olanların SF36 duygusal rol güçlüğü alt ölçek skoru HD sırasında veya sonrasında sürekli hipotansiyonu olanlardan anlamlı olarak yüksek izlendi(p<0.05).Sonuç: Kronik hemodiyaliz tedavisi uygulanan ve intradiyalitik hipotansiyon varlığının bozulmuş fiziksel fonksiyon parametreleri ve genel sağlık algısı, ağrı ve artmış semptom ve problem yükü üzerinden azalmış yaşam kalitesinin ile ilişkili olduğu görülmüştür.