Neuroblastoma could invade into brain tissues quickly and the most coincided tumor species. Especially, they are accepted as most fatal tumours in childhood. The treatment protocols for these patients are applied single or combined. But these tumour cells usually attempt to offer resistance to the drugs that used in chemotherapy. Also the anti-neoplastic drugs used in chemotherapy have serious adverse effects and the patients have poor chances to live due to drug usage. On the other hand, discovering of the naturel and biologically effective compounds in treatments of various cancer types becomes one of the most popular research topics. The Gaultheria species share the common characteristic of producing oil of wintergreen. Wintergreen oil (WGO) is commonly used as a folk remedy for several health problems including arthritis, obesity, edema, hypertension, inflammation, ulcers and broken or bruised bones. For these reasons, it was aimed to search the cytological and biochemical effects of WGO on healthy cells (neuron) and N2a brain cell lines in relation with the dose for the first time in the extent of this master thesis. Notwithstanding, there were no investigation on whether WGO supressed the cell proliferation in brain tumour cells. The effects of WGO at various concentrations (0-400 mg/L) on cell proliferation were determined by 3-(4,5 dimetylthiazol -2-yl) - 2,5 diphenltetrazolium bromide (MTT) assay. And total antioxidant capacity (TAC) and total oxidative stress (TOS) parameters were used for the assesments of oxidative effects in cell cultures. Our results clearly revealed that WGO exhibited antioxidant activities at their low doses and cytotoxic at high doses. Again, WGO showed weak anticarcinogenic activitiy against neuroblastoma cells. In conclusion, within the light of the findings of this in vitro study, it is possible to denote that WGO has low potential in cancer prevention and therapy.

Nöroblastom beyin dokusu içerisinde hızlı bir şekilde yayılabilen ve en sık rastlanılan tümör çeşididir. Özellikle çocukluk dönemlerinde en ölümcül tümör olduğu kabul edilmektedir. Hastalara tedavi yaklaşım protokolleri tek başına veya kombineli uygulanır. Fakat bu tümör hücreleri kemoterapide kullanılan ilaçlara karşı direnç kazanmaktadır. Ayrıca kemoterapide kullanılan anti-kanserojen ilaçların ciddi yan etkileri söz konusudur ve ilaç kullanımına bağlı olarak hastaların sürveyleri oldukça azalmaktadır. Diğer taraftan, özellikle son yıllarda çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılabilecek doğal ve biyolojik etkili bileşiklerin keşfedilmesi en popüler araştırma konuları arasında yer almaktadır. Gaultheria cinsine ait bitkiler karakteristik olarak Wintergreen yağı (WGO) üretmektedirler. WGO halk hekimliğinde, eklem iltihabı, obezite, hipertansiyon, ülser, kemik kırıkları ve ezilmeleri gibi çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu nedenlerle, yüksek lisans tezi olarak sunulan bu çalışma kapsamında WGO'nın normal ve kanserli rat beyin hücre hatları (N2a) üzerine in vitro sitolojik ve biyokimyasal etkilerinin doza bağlı olarak ilk defa araştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca literatürde tez kapsamında test edilecek olan WGO'nın beyin tümörü hücrelerinde çoğalmayı baskılayıp baskılamadığı konusunda herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Çalışmamızda yer alan wintergreen özünün çeşitli konsantrasyonlarda (0-400 mg/L) kültür ortamına ilave edilerek hücre çoğalması üzerine etkileri 3-(4,5 dimetylthiazol -2-yl) - 2,5 diphenltetrazolium bromide (MTT) yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Hücre kültürlerinde oksidatif etkilerin değerlendirilmesinde toplam antioksidan kapasite (TAK) ve toplam oksidan durum (TOD) parametreleri kullanılmıştır. Bulgularımız WGO'nın düşük konsantrasyonlarda antioksidan aktivitelerinin varlığını ve yüksek konsantrasyonlarda ise sitotoksik etkili olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca, WGO nöroblastoma hücrelerine karşı zayıf bir antikanser aktivite göstermiştir. Sonuç olarak, mevcut in vitro araştırmalar kapsamında elde edilen bulgular doğrultusunda WGO'nın kanserin önlenmesinde ve tedavisinde düşük bir potansiyele sahip olduğu gösterilmiştir.