Throughout history, the colours have always had a significant role in the world of humans. The act of permanently dying a material is called `colouring` and the dying materials are called `colourants.` Since the first ages, humans have gathered colourants firstly from the flowers and later from the leaves, fruit, stems and roots. Although they once greatly lost importance due to the rise of their synthetic counterparts, natural paints and natural ways of dying have regained their significance as cancer cases ramped up and the love for nature has become popular. The research by the European Union shows that plant-based dyes would make up of 15% of all textile dyes. There are approximately 150 plants in Turkey suitable for use in dying. Our goal is to extract pigments from a dying plant rather than to use the actual plant itself and use it as a colourant in the textile industry. In this study, nutshell has been used, of which our country is the biggest producer as agricultural waste. Our goal is to gather the colourant in the nutshell in the shortest time and with the lowest cost possible. First, the nutshell is dried and prepared for extraction. Later, the extract of the colourant would be gathered through extraction using different methods. The solvent of the gathered colourant would be evaporated using an evaporator and it would be converted to a powdered colourant. This way, the analysis of the natural powdered colourant would be carried out. After all these tests, a colour chart of different natural colourants that could dye fabrics like cotton, wool, silk and fibre would be brought into the open. Benefiting from that gathered natural colourant and agricultural waste, people living in rural areas would have the opportunity to have additional income and would contribute added value to the economy.
Tarih boyunca renkler insanoğlu için her zaman önemli bir rol oynamıştır. Renklendirme için kullanılan maddelere boyar madde, maddelerin kalıcı olarak renklendirilmesi işlemine de boyama adı verilir. İnsanlar eski çağlardan beri bitkisel boyacılıkta öncelikle çiçekleri sonrasında meyve, gövde, kök ve yaprak gibi farklı kısımları değerlendirerek boyar madde elde etmişlerdir. Sentetik boyaların 19. yüzyılda keşfedilmesiyle önemini kaybeden doğal boyalar, kanser hastalıklarının artması ve doğa sevgisinin tekrar gündeme gelmesiyle yeniden önem kazanmaya başlamıştır. Avrupa Birliği tarafından yapılan araştırmalarda tekstil boyalarının %15'ini bitki içerikli boyaların oluşturuduğu belirtilmiştir. Ülkemizde doğal boya olarak uygulanabilirliği mevcut olan 150 çeşit boya bitkisi bulunmaktadır. Bir boya bitkisinin kendisini kullanmak yerine ekstraksiyon yöntemi ile bitkiden pigment elde ederek tekstil sanayinde boyar madde olarak kullanmak amacımızdır. Bu tez çalışmasında tarıma dayalı atık olarak değerlendirilen fındık kabuğu kullanılmıştır. Fındık kabuğunda bulunan boyar maddelerin kısa sürede ve ekonomik açıdan en uygun şekilde toz halinde elde edilmesi hedeflenmiştir. İlk olarak fındık kabuğunu kurutarak ekstraksiyon işlemi için hazırlanmıştır. Kuruma işlemi gerçekleşen fındık kabukları çeşitli ekstraksiyon işlemine tabii tutularak boyar madde ekstresi kazanılmıştır. Çalışmalar sonucue kazanılan boyar maddenin solventi evaporatör yardımıyla uçurularak kurutulup toz boya haline getirilmiştir. Elde edilen doğal toz boyanın analitik analizlerinin yapılması önerilmektedir. Bütün bu testler sonunda pamuk, yün, ipek, elyaf gibi ipliklerin tamamını boyayabilecek olan renkler doğal boyar maddeden oluşan geniş bir yelpazede renk kartelası şeklinde ortaya çıkarılmış olacaktır. Kazanılan doğal boyar madde ile tarım atıklarından yararlanarak kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan insanların ekstra gelir imkanı elde edip ülke ekonomisine katma değer katacaktır.