In this study, it is aimed to evaluate the employees working in a foundation university hospital by considering the socio-demographic characteristics of the sick building syndrome (SBS), job stresses they live and quality of their life. It is a cross-sectional study and consists of 1228 people working in the main building of a foundation hospital centered in Ankara. The sample size was calculated as 293 people at 95% confidence level with 5% error margin. 374 employees who were not included in the study, except for senior executives, academic staff and physicians participated in the study voluntarily. The description of the research collected with three methods. In the first stage, the focus group interview with a group of 8 people working in the hospital is likely to help in the design of the questionnaire of the survey. In the second stage, a questionnaire consisting of 82 questions was applied to verify the socio-demographic data of employees, symptoms of SBS, working stress and the life quality of the employees. In the third stage, experimental analysis was made to determine the levels of noise, heat, humidity and lighting in the hospital building concurrently with the survey. According to the findings, 60.7% of the participants suffer from noise in the environment, 69.0% of them suffer from the risk of infectious disease being excessive or too much; 56.9% of them suffer from ventilation, 70.6% of them suffer from the window taking the daylight little or too little. Noise levels were measured above the limit values accepted in all operating environments, 66.6% of which are the limits for indoor environments. The relative humidity level of 87.5%, the illumination level of 67.4% are within ideal limits. SBS is obtained in 75.9% of the participants. The symptoms commonly seen of SBS are headache (90.4%), burning-stinging in the eyes (74.9%), fatigue- exhaustion (88.8%), somnolence (73.2%), and unpleasant smell (60.1%). SBS symptoms were seen in 46.5% of the participants, and 20.3% of the patients were diagnosed with this disease. 21.5% of the participants who are diagnosed use continuous medication. The SBS is obtained in women having higher rate than men, and the employee working with computer or electronic devices having higher rate than working without computer or electronic device. The relationship between the the consideration of the gender, computer or working with electronic equipment, noise, illumination, air conditioning and the risk of infectious disease and SBS was found reasonable statistically(p <0.05). The life quality of the participants is higher than the average of all subscales of the quality of life scale, but they are from the lowest level of general health (41.6). The lifestyle of the participants who live in SBS is low compared to those who do not live in SBS in all subscale levels. However, working stress is higher. Based on these results, the relationship between working stress, life quality and the status of living SBS has a meaning statistically (p <0.05). Making the conditions of enviroment in work beter will be effective to reduce the symptoms of SBS on employees, working stres; to prevent the extra health costs and the job losses; and to increase the life qualities of employees.
Bu çalışmada, bir vakıf üniversitesi hastanesinde çalışanların hasta bina sendromu (HBS) yaşama durumları ile iş stresleri ve yaşam kalitelerini sosyodemografik özelliklerini dikkate alarak değerlendirmek ve aralarındaki ilişkiyi araştırmak amaçlanmıştır. Kesitsel tipte bir araştırma olup, evreni Ankara merkezli bir vakıf hastanesinin ana binasında çalışan 1228 kişiden oluşmaktadır. Örneklem büyüklüğü %5 hata payı ile %95 güven düzeyinde 293 kişi olarak hesaplanmıştır. Çalışmaya dahil edilmeyen üst düzey yöneticiler, akademik kadrodakiler ve doktorların dışındaki 374 işgören, gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır. Araştırmanın verileri üç yöntem ile toplanmıştır. İlk aşamada anket formunun tasarlanmasına yardımcı olması amacıyla hastanede çalışan 8 kişilik bir grupla odak grup görüşmesi yapılmıştır. İkinci aşamada, çalışanların sosyodemografik verilerini, HBSsemptomlarını, iş stresini ve yaşam kalitesini belirlemek amaçlı 82 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Üçüncü aşamada ise anket çalışması ile eş zamanlı olarak hastane binasının gürültü, ısı, nem ve aydınlatma düzeylerini belirlemeye yönelik deneysel ölçümler yapılmıştır. Bulgulara göre, katılımcıların %60,7'si çalışma ortamlarındaki gürültüyü, %69,0'ı bulaşıcı hastalık riskini fazla veya çok fazla; %56,9'u havalandırmayı, %70,6' sı pencereden alınan gün ışığını az veya çok az bulmaktadır. Gürültü düzeyleri tüm çalışma ortamlarında, ısı değerleri ise çalışma ortamlarının %66,6'sında kapalı çalışma ortamları için sınır kabul edilen limit değerlerin üzerinde ölçülmüştür. Birimlerin %87,5' inde rölatif nem seviyesi, %67,4 'ünde aydınlatma düzeyi, ideal sınırlar içindedir. Katılımcıların % 75,9'unda HBS tespit edilmiştir. En fazla yaşanan HBS semptomları, baş ağrısı (% 90.4), gözlerde yanma- batma (%74.9), yorgunluk-bitkinlik ( % 88.8 ), uyuklama ( %73.2 ) ve hoş olmayan koku hissi ( % 60.1 ) dir. HBS semptomları sebebiyle %46,5 oranındaki katılımcı doktora başvurmuş ve %20,3' üne hastalık tanısı konmuştur. Tanı konulan hastaların %21,5' sürekli ilaç kullanmaktadır. Kadınlar, erkeklere göre; bilgisayar veya elektronik cihazla çalışanlar, çalışmayanlaragöre, daha fazla HBS yaşamaktadır. Cinsiyet, bilgisayar veya elektronik cihazla çalışma, gürültü, aydınlatma, havalandırma ve bulaşıcı hastalık riski değerlendirmesi ile HBS ilişkisi, istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Katılımcıların yaşam kaliteleri, yaşam kalitesi ölçeğinin tüm alt boyutlarından aldıkları puan ortalamalarına göre yüksekolmakla birlikte, en düşük puanı genel sağlık boyutundan(41,6) almışlarıdır. HBS yaşayan katılımcıların yaşam kalitesinin, HBS yaşamayan katılımcılara göre tüm alt boyutlarda daha düşük; iş stresinin ise daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, yaşam kalitesi ve iş stresi ile HBS yaşama durumu arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05).Çalışma ortamı koşullarını iyileştirmek, çalışanların HBS semptomlarının, iş streslerinin azalmasında, yaşam kalitelerinin yükseltilmesinde, sağlık harcamalarının ve iş kayıplarının önlenmesinde etkili olacaktır.